Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Amerikan Merkez Bankası – Federal Rezerv Sistemi (Federal Reserve System – FED) – (İkinci Bölüm) / FED Nedir, Nasıldır Bilen Var Mı?

Amerikan Merkez Bankası – Federal Rezerv Sistemi

(Federal Reserve System – FED)

İkinci Bölüm

FED Nedir, Nasıldır Bilen Var Mı?

 

FED konusunda araştırma yazılarımızın birinci bölümünde, FED’in genel anlamda yapısını, işlevlerini, güncel durumunu, yönetim algoritmasını ve organlarını, şu anki yöneticilerini, ülkesel ve küresel etki alanlarını ele almaya ve açıklamaya çalışmıştık.

Gelecek program olarak da, esas ilginç ve çarpıcı bölümler ve olaylar olarak da, FED’in ilk oluşumundan ve tarihsel kronolojik seyrinden, gelişiminden söz edeceğimizi ifade etmiştik…

İşte şimdi bu ilginç, çarpıcı ve de bir akademisyen, bir eğitimci olarak deneyimsel olarak gözlemlediğim üzere, çok az bilindiğine şahit olduğum ve sağlam ve de ayrıntılı bilgiler içeren kaynakların (zaten tamamına yakını yabancı kaynaklardır) pek az olduğu ve olanların da pek genel ve örtülü olarak geçiştirdikleri bazı konuları ele almaya başlıyoruz.

Amerika Birleşik Devletleri’nin merkez bankası olarak, ülkenin tüm para politikasını yöneten ve mali sistemin istikrarının sağlanmasına ve idame ettirilmesine yardımcı olan sistem ve kurum, Federal Reserve System  (Federal Reserve) (FED) dir.

FED özellikle son dönemde, sadece ABD de değil, küresel olarak, tüm ülkeler nezdinde üzerinde çok konuşulan ve yakından takip edilen, adeta ‘’uluslarüstü (supranational)’’ (dikkat: uluslararası – international değil) bir finansal kurum haline gelmiştir.

Bunun sebebi, FED’ in, hem ABD de ve hem de küresel bağlamda son derece etkili, güçlü ve önemli bir kurum olmasının yanında, piyasaya vermekte olduğu likidite desteğini, parasal manipülasyon olanakları, finansal beyanları ve uygulamalarıdır.

Bu kararlar her zaman dünyada tüm ülkelerce yakinen izlenir ve bu kararlar, önlemler, uygulamalar, her daim geniş bir yankı bulur, dünya finans piyasalarını ve dolayısıyla da ülkelerin ekonomilerini ciddi anlamda etkiler.

Gelişmekte Olan Ülkelerde (GOÜ) ve özellikle de bu grupta ele alınan Yükselen Piyasalar (Emerging Markets) olarak nitelenen ülkelerde, olumsuz beklentilere ve finansal dengesizliklere neden olmuştur.

Durum böyle olunca da, derhal para ve maliye politikaları, en etkin araçlar olarak devreye sokulmaya çalışılmıştır.

Mali yapıları hassas ve zayıf olan ve dolayısıyla da kronik olarak cari denge olumsuzlukları yaşayan ve sürekli finansman ve döviz ihtiyaçları bulunan ülkeler, konuyu ve gelişmeleri, doğal olarak çok daha yakından ve endişe ile izlerler.

FED de, bu konulardaki hassasiyetleri ve beklentileri çok iyi bildiğinden ve olumsuz gelişmelerin maliyetini öngörmeye çalıştığından, muntazaman raporlar ve tebliğler yayımlar.

Hem ABD’nin ve hem de küresel boyutta diğer ülkelerin, ekonomik ve mali süreçlerinde ve kararlarında, son derece etkili olan, böylesine önemli ve etkin bir sistemin nasıl çalıştığı, kimlerce yönetildiği, organlarının, kurumlarının nasıl seçildiği, hissedarlarının kimler olduğu, küresel ekonomi ve finans süreçlerine etkisinin boyutlarının ölçümlenmesi ve karar beklentileri gibi konular, her zaman ve her kesimce, merak ve ilgi konusu olmuştur.  Bu da gayet doğaldır…

İşte bu nedenlerden dolayı, biz de, böylesine önemli bir küresel ekonomik ve mali güce ve etkiye sahip olan, FED’i çok yönlü ve çok boyutlu olarak, bilimsel referanslara dayanarak, akademik platformda, olabildiğince yakından incelemek ve FED’in aldığı kararları ve muhtemel küresel yansımalarını, diğer ülkelerin maliye ve para politikaları üzerindeki etkisini araştırmak ve değerlendirmek üzere, derin ve geniş araştırma, inceleme ve çalışmalara girişmiştik ve bulgularımızı da akademik makalelerle yerli ve yabancı dergilerde yayımlamıştık.

Şimdi biz bu sohbet ve bilgilendirme amaçlı mütevazı bloğumuzda, konuyu sadece önemli, ilginç ve çarpıcı yanlarıyla, adeta satırbaşları olarak özet mahiyetinde, mümkün olabildiğince, eski üstatlarımızın tabiriyle, konuları “efradını cami, ağyarını mâni” bağlamda ele alacağız.

Yani mümkün olabildiğince ne eksik, ne fazla, artığı ve eksiği olmadan, bir anlamda, en gerekli, en önemli konuları ele alıp, önemsiz ve gereksiz bulduğumuz kısımları ise yazı kapsamının dışında bırakmaya çalışacağız.

 

ABD Merkez Bankası’nı (Federal Reserve System – FED)’i, tanıyabilmek, anlayabilmek ve sağlıklı bir analiz yapabilmek için, mutlaka FED’in oluşumundan önceki gelişmeleri ve FED’e giden yoldaki tarihsel seyri incelemek ve değerlendirmek gerekir.

Bunun için de dikkatlerimizi ilk olarak, XVIII. Yüzyıl Avrupa’sına çevirmemiz gerekmektedir.

O günkü primitif ve dikkat çekmeyen mali girişimler, ne ilginçtir ki, sonraları adeta bir çığ gibi büyüyerek günümüze kadar gelecek olan, ABD ve küresel bankacılık ve para ve maliye politikalarını etkileyecek en etkili güçler olarak karşımıza çıkacaktır.

FED’ in oluşumu, kuruluşu ve kurumsallaşması konularındaki köklü ve ciddi araştırmalar, bizleri kıta Avrupa’sındaki, çok eski bazı finansal olaylara kadar götürmektedir…

Hadi şimdi o dönemlere dönelim, tarihsel bir gezinti yapalım.

XVIII. Yüzyıl Avrupa’sındayız.

Tarihi filmlerden mutlaka hatırlarsınız, Avrupa tam bir karmaşa içindedir; bazı bölgelerde yoksulluk, açlık, hastalık, sefalet kol gezerken, aynı bölgede bazıları, saraylarda, malikanelerde, köşklerde sefahat, zenginlik, görgüsüzlük, zevk, eğlence ve savurganlık içindedir…

Kutsal Roma İmparatorluğu (Kutsal Roma Germen İmparatorluğu 962-1806) (Holy Roman Empire) (Latince: Sacrum Imperium Romanum – Almanca: Heiliges Römisches Reich) egemenliğinde bulunan Main Bölgesindeki Frankfurt, önemli bir serbest imparatorluk şehri (Freie Reichsstadt) statüsüne sahipti. Bu şehir doğrudan imparatorluk otoritesine bağlı idi ve önemli derecede özerkliğe sahipti. Nitekim Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’nun siyasal ve ekonomik yapısında çok önemli bir rol oynamıştır. 1806 da Kutsal Roma Germen İmparatorluğu sona erince, Frankfurt, 1815 de Viyana Kongresi’nde kurulan Alman Konfederasyonu’na (Deutscher Bund) dahil edildi, yeniden serbest şehir oldu. 1866 da ise Frankfurt şehri, Prusya-Avusturya savaşı sonrası, Prusya tarafından ilhak edildi; özerkliği de sona erdi…

İşte bu Frankfurt serbest şehrinde, 16 yüzyıldan beri mevcut olan, “Frankfurter Judengasse” denilen bir Yahudi gettosu vardı.

Frankfurter Judengasse denen bölge, Frankfurt’un Yahudi gettosuydu ve Almanya’daki en eski gettolardan biriydi. 1462’den 1811’e kadar varlığını sürdürdü ve modern çağın başlarında Almanya’nın en büyük Yahudi topluluğuna ev sahipliği yapmıştır.

XIX. yüzyılın sonunda ise, Judengasse’ deki binaların büyük çoğunluğu yıkılmıştır. Bölge, II. Dünya Savaşı sırasında ise daha da büyük bir yıkıma uğramıştır ve akabinde savaş sonrası yeniden yapılanma, günümüzün Frankfurt şehir manzarasında gettonun görünür hiçbir izini bırakmamıştır…

Evet biz şimdi yine XVIII. Yüzyılın başlarına dönelim.

İşte sözünü ettiğimiz bu Yahudi Gettosunda, 1530’ dan beri o bölgede yaşayan Yahudi Hahn silalesinden gelen, altın kuyumcusu (goldsmith) ve tefeci (money lender) Amschel Moses Bauer (1710-1755) isimli bir âdem, 1743’te, tefeci dükkanında küçük çaplı tefecilik (artık günümüzde bankerlik de deniyor) yapmaya başlamıştır.

İşyerinin kapısına da simge olarak kızıl kalkan üzerine kartal başı amblemli, Roma İmparatorluğu’nun (Roman Empire) ve aynı zamanda da Frankfurt şehir Dükalığı’nın’ simgesi olan kızıl kalkanlı kartal başı amblemini tabela olarak asmıştır.

Dükkan da piyasada Kızıl Kalkan dükkanı (Almanca: Roth Schild ; İngilizce: Red Shield) olarak anılmaya başlanmıştır.

Daha sonraları oğullarından Mayer Amschel Bauer (1744-1812), babasından öğrendiği tefecilik (bankerlik) işlemlerinin inceliklerini ve finans sektörünün temel dinamiklerini çok iyi kullanarak, tefeciliği büyütmüş, banker olarak da bu sektörde önemli başarılar sağlamıştır.

Mayer Amschel Bauer, bu süreçte, resmi yönetimlere borç para verme işinin, özel şahıslara borç para verme işinden çok daha kârlı olduğunu da mükemmelen öğrenmiştir.

“At binenin, kılıç kuşananın” (İş bilenin, kılıç kuşananın da denmektedir…) atasözünde olduğu gibi, bu Mayer Amschel Bauer adlı tefeci banker, sonraları uluslararası finans literatüründe “Finansın Babası” olarak anılacaktır…

Mayer Amschel, ‘’Bauer’’ olan aile soyadını, firmasının simgesi olan ve Almanca ’da “Kızıl Kalkan” anlamına gelen “Rothschild” e çevirtmiş, firma amblemini de yine kızıl kalkan olarak tutmuş ama kalkan üzerindeki kartalın pençelerine, bu kez 5 erkek çocuğunu temsilen, 5 adet altın renkli ok eklemiştir.

10 tane çocuğundan beşi ise kızdır; isimleri ise, Jeannette; Isabella; Babette; Julie ve Henriette’dir…

Yani 5 tane de kızı vardır, ama onlar her konuda devre dışı bırakılmışlardır. Oklara dahil dahi edilmemişlerdir…

Önemli olan erkek evlatlar addedildiğinden, sistem onların üzerine kurulmuştur…

Mayer Amschel Rothschild, bu karizmasını, unvanını ve finans sektöründeki muhteşem büyümesini, sonraları, beş oğluna dünyanın önemli finans merkezlerinde şubeler ve bankalar açtırtmakla ve önemli finans kurumlarının hisselerini satın almakla sürdürmüştür.

Daha da önemlisi, özellikle devletlere borç para vermenin, o ülkelerin vergileri dolayısıyla en emin yol olduğunu öğrenmiş ve bu konuda çalışmalarını geliştirerek daha da büyük ticari başarılara ulaşmıştır.

5 oğlanın bankacılık serüveni ise şöyle gelişmiştir:

Amschel Mayer Rothschild (1773-1855) (1817 de asalet alarak Amschel Mayer von Rothschild ünvan ve ismini ve 1822 de ise Baron ünvanını almıştır), Frankfurt’taki, “M.A. Rothschids and Sons” adlı bankayı;

Salomon Mayer von Rothschild (1774-1855), Viyana’daki “S.M. von Rothschild” adlı bankayı;

Baron Nathan Mayer Rothschild (1777-1836), Londra’daki “N.M. Rothschilds and Sons” adlı bankayı;

Karl Mayer Rothschild (1788-1868), Napoli’deki “C.M. de Rothschild & Figli” adlı bankayı;

Jacob (James) Mayer Rothschild (1792-1868), Paris’teki “Rothschild Freres” adlı bankayı kurmuşlar ve yönetimlerini üstlenmişlerdir…

İlginç bir serüven değil mi?

Evet anlatımlarımızın bu bölümünü de burada kesiyoruz…

Seriye tabii ki devam edeceğiz, en heyecanlı bölüm geliyor pek yakında : “Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkiler ve FED’in ilk tohumlarının atılışı…”.

Bizi izlemeye devam ediniz…

Sağlıcakla, sevgiyle ve güzelliklerle kalın…

Yalçın Alganer

 

Yorum Yazın

Best Choice for Creatives
This Pop-up Is Included in the Theme