Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Türk Tiyatrosundan Bir Genco Erkal Geçti… O, Ülkemizin Aydınlık Yüzüydü…

Türk Tiyatrosundan Bir Genco Erkal Geçti…

Son mesajı ise, Nazım Hikmet’in “Hoşça Kalın Dostlarım” şiirinin dizeleri oldu…

Bir büyük çınar daha maalesef devrildi…

Usta tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen, eğitmen, pek çok ödülün sahibi, dolu, dolu, onurlu, saygın, başarılı bir yaşam sürmüş ve gönüllerde taht kurmuş olan, sanat dünyasının efsane ismi Genco Erkal’ı, sonsuzluğa emanet ettik…

Kendisini sahnelerde pek çok kere hayranlıkla izlemiş olmam, en büyük şansımdır.

Işıklar ve huzur içinde yatsın…

Genco Erkal, deniz subayı bir babanın (Nurettin Erkal) ve dikiş ustası bir annenin (Şükriye Erkal) evladı olarak 28 Mart 1938 de İstanbul’da dünyaya gelmiştir.

İlk öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde (1945-1951), orta öğrenimini Robert Kolej Lisesinde   (Robert College), yüksek öğrenimini ise, İÜ Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde tamamlamıştır.

Üniversite eğitimi sırasında, eşzamanlı olarak, üniversiteli gençlerden kurulu olan  amatör tiyatro topluluğu “Genç Oyuncular” ile tiyatro yapmaya başlamıştır.

Muhsin Ertuğrul’un önerisiyle, Yıldız ve Müşfik Kenter ile 1959 da “Çöl Faresi” oyununda sahne almıştır.

Kenterlerle başlayan yolculuğu, Arena Tiyatrosu, Gülriz Sururi ve Engin Cezzar Tiyatrosu, AST (Ankara’da askerliği sırasında), ve 1969 da kurduğu Dostlar Tiyatrosu ile devam etmiştir.

Kendisini ilk kez, 1963 de Arena Tiyatrosunda, Çek yazar Yaroslav Haşek’in (Jaroslav Haşek), “Aslan Asker Şvayk” oyununda izlemiş, etkilenmiş ve hayran olmuştum…

Hemen sonrasında, Haldun Taner’in “Keşanlı Ali Destanı” ve ülkemizdeki ilk tek kişilik oyun olan, Nikolay Gogol’ün “Bir Delinin Hatıra Defleri” ve akabinde de pek çok oyununda kendisini hayranlıkla izlemiştim.

Daha sonraları da birbirinden değerli, önemli ve çarpıcı oyunlarıyla da başarıları, ödülleri ve hayran kitleleri geometrik olarak çoğalmıştır…

Toplumcu çizgisinden, sanatsal değerlerinden hiç bir şekilde ödün vermeyerek, yüksek bir disiplinle ve özveriyle, tüm zorluklara, karşısına çıkartılan tüm engellemelere rağmen, Genco Erkal, yurt içinde ve yurt dışında başarılarına, başarılar katarak, şerefle, gururla ve cesaretle  yoluna devam etmiştir.

Rosenbergler Ölmemeli (1970), Asiye Nasıl Kurtulur (1971), Havana Duruşması (1971), Abdülcanbaz (1972), Azizname (1973), olaylar yaratılan ve engellenen, taşlı sopalı saldırılara uğrayan meşhur Alpagut Olayı (1974), Kerem Gibi (1974), Ağrı Dağı Efsanesi (1981), Galileo Galilei (1983), Sevdalı Bulut (1991), Birtakım Azizlikler (1994), Simyacı (1996), Sivas ‘93’ (2007), Mark’s ın Dönüşü (2008) ve daha pek çok toplumsal ve siyasal içerikli oyunu, büyük bir başarı, hayranlık ve ilgi ile sahnelenmiş ve büyük kitlelerce izlenmiştir…

Genco Erkal, tiyatronun yanında, sinemada da önemli roller üstlenmiştir.

Özellikle de, 1981 yapımı “At”  1983 yapımı  “Faize Hücum”, 1993 yapımı “Tersine Dünya” filmlerindeki performanslarını unutmak mümkün değildir.

Genco Erkal ve dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, Nazım Hikmet’in şiirlerinden bestelenen “Nazım Oratoryosu” başta olmak üzere, birçok sanatsal etkinlikte beraber sahne almışlar ve birbirinden etkileyici, muhteşem projeler gerçekleştirmişler ve performanslar sergilemişlerdir.

İlk olarak 2001 yılında sahnelenen oratoryo, Türkiye’nin birçok şehrinde ve yurtdışında sahnelenmiş ve muazzam ilgi görmüştür.

Ayrıca Fazıl Say’ın 2010 yılında bestelediği “İstanbul Senfonisi” de Genco Erkal anlatımıyla sahnelenmiştir.

“İnsan İnsan” projesi, 2013 yılında sahnelenen diğer bir önemli ve başarılı projedir.

Nazım Hikmet’in şiirlerinden derlenen “Kerem Gibi” gösterisi ise, Nazım Hikmet’in yaşantısını ve şiirlerini ele alan ve sunan müthiş duygusal ve heyecan verici bir büyük projedir.

Türkiye’nin bu çok değerli iki büyük sanatçısının yaratıcı güçleriyle ve üstün sanatsal kaliteleriyle sahnelenen bu gösteriler ve performanslar, hem işlenen ve sunulan konuların derinliği ve hem de muhteşem müzikal altyapısı bağlamında, izleyicilerden çok büyük beğeni ve takdir almıştır…

Usta sanatçımız, sosyal ve siyasi konularda son derece aktif roller almış ve sanatı aracılığıyla toplumsal ve siyasal mesajlar vermekten hiçbir zaman çekinmemiş, özgürlük, hak, hukuk, adalet konularına hep son derece duyarlı olmuş ve bu yönde hep en ön saflarda cesurca yer almıştır…

Evet Türk tiyatrosundan bir büyük yıldız daha 31 Temmuz 2024 tarihinde sonsuzluğa kaymıştır.

Ama ismi, eserleri, mesajları, fikirleri her daim saygıyla, sevgiyle anılacak ve kuşaktan kuşağa devredecek, O hiçbir zaman unutulmayacaktır… 

Genco Erkal, sosyal medya hesabından 31 Temmuz 2024 sabaha karşı, Nazım Hikmet’in “Hoşça Kalın Dostlarım” şiirini paylaşarak bizlere veda etmiştir… 

Hoşça kalın

dostlarım benim

hoşça kalın!

Sizi canımda

canımın içinde,

kavgamı kafamda götürüyorum.

Hoşça kalın

dostlarım benim

hoşça kalın…

Resimlerdeki kuşlar gibi

dizilip üstüne kumsalın,

mendil sallamayın bana.

İstemez…

Tek hecesiz elveda.

Türk tiyatrosunun büyük ustası Genco Erkal’ın, Türk şiirinin büyük ustası,  Nazım Hikmet’in 1947 senesinde yazdığı, en sevdiğim, en anlamlı şiirlerinden biri olan “Dünyanın En Tuhaf Mahluku” (Akrep Gibisin Kardeşim)  şiirini, Genco Erkal’ın o muhteşem ve unutulmaz performansıyla  paylaşıyorum…

 

Genco Erkal, Ülkemizin Aydınlık Yüzüydü…

Huzur İçinde Yatsın…

 

Yorum Yazın

Best Choice for Creatives
This Pop-up Is Included in the Theme