Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Sebastião Salgado ve Genesis Serisi Sergisi…

Sebastião Salgado ve Genesis Serisi Sergisi

Sebastião Salgado, 1944 doğumlu Brezilyalı fotoğraf sanatçısı, belgesel yapımcısı ve aktivisttir.

Kariyerine ekonomist olarak başlayan Salgado, 1970’lerde fotoğrafçılığa yönelmiştir. Magnum Photos’un bir üyesi olan Salgado, “İşçiler” (1993) gibi projelerle sosyal ve çevresel konulara odaklanmıştır.

Sebastiao Salgado, eşi Lelia Salgado ile birlikte, 1998 de, “Instituto Terra” yı kurarak, Brezilya’da ağaçlandırma çalışmalarına önemli ve çarpıcı katkılarda bulunmuştur.

Şimdiye kadar bölgede yaklaşık 3,1 milyon ağaç dikilmiştir.

Kendi fidanlıklarında 300 farklı endemik türe ait 6 milyondan fazla fide üretimi sağlamışlardır. 

Tahrip olmuş, kurumuş tropikal ormanların bir bölümünün yeniden yeşertilmesiyle, çok sayıda hayvan doğal yaşama geri dönmüş, su kaynakları ve akarsular da yeniden canlanmıştır.

Proje ile bugüne kadar 2.000 su kaynağı kurtarılmış ve korunması sağlanmış, 34 bölgedeki beldelerde yaşayan binlerce aile de bu oluşumdan yararlanmıştır.

Instituto Terra, bu çalışmalarıyla dünya çapında tanınmış ve büyük bir ilgi ve taktir toplamıştır.

Sanatçı, özellikle yoksulluk, göç ve çevresel sorunlar üzerine etkileyici siyah-beyaz fotoğraflarıyla tanınmıştır.

En önemli eserlerinden biri olan “Genesis”, 2004-2011 yılları arasında çekilen, 245 siyah-beyaz fotoğraftan oluşan büyük bir proje olup, doğanın çarpıcı ve ilginç güzelliklerini ve de özelliklerini vurgulamaktadır.

Genesis, Küratör Lelia Salgado‘ya göre, dünyanın nasıl şekillendiğini ve evrildiğini, modern yaşamın hızlanıp bizi özümüzden uzaklaştırmadan, daha önce yaşanmış olan binlerce yıl boyunca var olan durumu üzerinden arayışlara yönelen, çok çarpıcı ve önemli bir yolculuktur…

Eşsiz güzellikler, doğa manzaraları, keşifler içeren bu müthiş yolculuğu, kutuplardan, tropikal ormanlara, çöllerden, buzullarla kaplı dağlara, göllerden, ıssız adalara ulaşarak sürdürmek mümkündür…

İşte “Genesis”, bu güzellikleri, ilginçlikleri, gizemi, bilinmeyen özellikleri gözler önüne sermeyi ve tüm dünya ile paylaşmayı amaçlayan ve bu konuda çok da başarılı olan, görsel bir şölen olarak, hepimizin, tüm dünya insanlarının korumakla yükümlü ve sorumlu olduğu, kırılgan gezenemize bir övgü olarak oluşturulmuştur…

Salgado’nun eserleri, İstanbul’da “MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi”nde “212 Photography Istanbul – Sebastiao Salgado – Genesis” sergisinde görülebilmektedir.

Bu sergi, doğanın korunması konusuna dikkat çekmeyi amaçlamış ve bu konuda da son derece başarılı ve etkili olmuştur.

Salgado, bu projeyi dünyamıza ithaf ettiği bir “aşk mektubu” olarak tanımlamaktadır. Çalışma, iklim krizi ve yok olma tehlikesi altındaki coğrafyaları, hayvan türlerini belgelemekte olup, Galapagos Adaları’ndan, Sahra çöllerine, Antarktika’dan, Amazon ormanlarına kadar çeşitli doğal alanları kapsamaktadır.

Genesis Sergisi, modern toplumun tahrip, hatta yok edici etkilerine rağmen, doğanın güzelliklerini ve insanın bu güzelliklerle olan gönül ve fiziksel bağlarını vurgulamaktadır. Sergi, İstanbul’da MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür Merkezi’nde, 31 Aralık 2024’e kadar ziyaret edilebilmektedir.

Sebastião Salgado’nun “Genesis” serisi, dünyanın değişik coğrafyalarında çekilmiş fotoğraflardan oluşmaktadır.

Biraz daha ayrıntılarına girmek isteriz. Şöyle ki.

Bu projede yer alan başlıca bölgeler şunlardır:
        •       Amazon Ormanları: Yerlilerin yaşam tarzlarını ve doğal yaşamlarını belgelemektedir.
        •       Galapagos Adaları: Eşsiz hayvan türlerini ve doğal güzellikleri içermektedir.
        •       Antarktika ve Güney Atlantik: Penguenler ve diğer deniz canlılarının doğal habitatlarını göstermektedir. 
        •       Sahara Çölü: Çöl manzaralarını ve yerel halkın yaşamlarını belgelemektedir. 
        •       Kuzey Amerika: Doğal alanları ve insan etkisini sergilemektedir.

Bu seride, yukarıda da belirttiğimiz üzere, doğanın korunması ve insanın doğayla olan ilişkisi öne çıkartılmakta ve vurgulanmaktadır.
Sebastião Salgado’nun “Genesis” serisi, Galapagos Adaları’nda çekilen ilk fotoğraflarla başlamakta olup, doğanın güzelliklerini ve çeşitliliğini yansıtmaktadır.

Proje, Antarktika’da çekilen fotoğraflarla sona ermekte olup, bu bölümde de doğal yaşam ve çevrenin korunması temaları işlenmek suretiyle, doğanın güzellikleri ve özellikleri gösterilmekte ve insanın bu güzelliklerle olan bağları vurgulamaktadır.
Sebastião Salgado’nun “Genesis” serisinde en çok tartışmaya neden olan fotoğraflar, genellikle insan ve doğa arasındaki ilişkiyi sorgulayan, güçlü sosyal ve çevresel mesajlar taşıyan kareler olmaktadır.

Özellikle, yerli halkların yaşam tarzlarını ve doğal habitatlarını gösteren fotoğraflar, hem estetik, hem de etik açıdan yoğun tartışmalara yol açmıştır.

Fotoğrafları incelerken ilginizi çekecek olan ilginç bir yerli erkek giysisinden söz etmek isterim. Bu giysinin ismi “koteka” dır. 

Koteka, Papua Yeni Gine ve Endonezya’da, bazı yerli kabileler tarafından kullanılan geleneksel bir giysi olup, erkeklerin cinsel organlarını kapatmak için taktığı, genellikle kurutulmuş su kabağından yapılan bir tür kapaktır.

Koteka, yalnızca bir giysi olmayıp, aynı zamanda bir statü sembolü de olabilmektedir.

Koteka’nın boyutu, şekli ve süslemeleri, kişinin kabile içindeki sosyal durumunu, yaşını veya kimliğini ifade etmektedir.

Brezilya’nın kuzeyinde Pera eyaletinde, yoğun Amazon yağmur ormanlarının derinliklerinde bulunan, “Towori Ypy” deki Zoe köyünde yaşayan ve dış dünya ile pek ilişkisi olmayan yerli kabilenin kadınları ise, Güney Amerika’ya özgü tropikal bir bitki olan, kırmızı renkli “Urucum” (bilimsel adı: Bixa Orellana) ağacının meyvelerini ve tohumlarından elde edilen doğal boya maddelerini (Annatto) , vücutlarını boyamak ve güneşten korunmak için kullanmaktadırlar.

Erkekleri ve kadınları, cinsel organlarını kapatmak için ise, bambudan yapılmış bir tür kap olan,  “muzuru” kullanmaktadırlar.

Muzuru, bu halkların yaşam biçimlerini, doğaya uyumlarını ve kültürel kimliklerini simgeleyen önemli bir unsur olarak kabul edilmektedir.

Bu konuda hemen kısa bir karşılaştırmalı açıklama yaparak, konuyu tamamlamak isterim. 

Koteka ve Muzuru, her ikisi de yerli halklar tarafından cinsel organları örtmek için kullanılan geleneksel giysilerdir. Ancak, bu giysiler, farklı coğrafyalara ve kültürlere ait halklar tarafından kullanılmaktadırlar. Amaç aynıdır, her ikisi de minimal ve doğal malzemelerden yapılmış, hafif ve kolay taşınabilir olan kültürel bir giysi türüdür ve genellikle birbirlerinden çok uzak yerlerde olsa bile tropikal bölgelerde yaşayanlarca kullanılmaktadır.

Salgado’nun eserlerinde, doğanın korunması ve doğanın tahribatında insan etkisinin azaltılması gerektiği konuları, özellikle vurgulanmakta ve ön plana çıkartılmaktadır…

Son olarak, özetle ve önemle ifade etmek isteriz ki, Genesis Sergisi, Salgado’nun birbirinden çarpıcı ve etkileyici 245 eserini yakından görmek isteyen herkes için, kaçırılmaması gereken bir fırsat sunmaktadır…

Sergiyi gezerken çektiğim fotoğraflardan oluşturduğum kısa 4,5 dakikalık video linki ektedir.

Sağlıcakla, sevgiyle, hoşça kalın…

Yalçın Alganer

Yorum Yazın

Best Choice for Creatives
This Pop-up Is Included in the Theme