Klasik Türk Müziğinde Fasıl: Yeri ve Önemi…
Fasıl, Klasik Türk Müziğinde çok özel ve çok önemli yeri olan bir müzik türüdür.
Kendi içinde bir ritüeli, bir adabı, bir kuralı vardır.
Form bakımından büyükten küçüğe, usul bakımından da ağırdan, yürüğe doğru sıralanmış eserlerin icra edilmesiyle verilen konserlerdir.
Yani fasıllar, taksim ve peşrevle başlayan, ağır eserlerin icrasıyla devam edip, daha sonraları hızlanarak, arada gene taksimlerle sürdürülen, gazel ve saz semaileriyle, longa, sirtolarla süslenen bir müzik şölenidir.
Özelliklerinden biri de, tek bir makam üzerinden aralıksız olarak icra edilmesidir.
Örneğin Hüzzam Faslı, Uşşak Faslı, Suzinâk Faslı, Rast Faslı gibi.
Türk Musikisinde, on dokuzuncu yüzyıla kadar icra edilmiş olan fasıllara, ‘’Klasik Fasıllar’’ denmiştir.
Fasıllar, icra edildiği yere (mekana) göre de isimlendirilmişlerdir.
Örneğin Padişah huzurunda yapılana Huzur Faslı, sarayda kadınlar tarafından icra edilene, Kadın Faslı, kadın ve erkek birlikte icra edilen türe de, Karma Fasıl denmiştir.
Araştırmam sırasında karşılaştığım bir diğer fasıl çeşitlendirmesinin de, Sazende Faslı, Hanende Faslı, Hanende ve Sazende Müşterek Faslı olarak yapıldığını gördüm.
Her birinin ayrı, ayrı ritüelleri, usulleri ve yapıları olduğunu öğrendim.
Çok ilginçti ama epeyce de teknikti de; dolayısıyla burada konuların teknik ayrıntılarına girmeyeceğim.
Ama şu kadarını ifade etmek isterim ki, Fasıllar salt bir eğlence müziği türü olmaktan ziyade, bir kültür, bir duygu ve bir keyif unsuru olarak kabul edilmelidir.
Temelleri on dördüncü yüzyıla kadar giden Fasılların, kronolojik olarak tarihsel seyrinin incelenmesi de çok ilginçtir ve dönemler olarak kat ettiği aşamalar ve yapısal değişmeler ve gelişmeler de bir o kadar dikkat çekicidir.
Faslı icra eden topluluğa ‘’Fasıl Heyeti’ denmektedir.
Fasılları, ayakta durarak elindeki defle bir daire yapıp ilk ritmi usul vurarak başlatan, Serhanende denilen kişi yönetir.
Fasıllar genel olarak kapalı mekanlarda icra edilir.
Meydan Faslı denen fasıllar ise, açık havada icra edilmektedir.
Osmanlı döneminde, saray içinde veya saray dışında, kalabalık ses ve saz kadrolarından oluşan heyetlerce icra edilen fasıllara, ‘’Küme Faslı’’ adı verilmiştir.
Fasıl, belli bir makamdaki şarkıların usul sıralamasına göre dizilip ara namelerle birbirlerine bağlanmasından oluşmaktadır.
Eski fasıl geleneklerine göre, fasıllar Baş (Giriş) Taksim ve akabinde Peşrev ile açılır, gezinmeler şeklinde taksimler yapılır, bu taksimlerde icra edilecek makam tanıtılır ve hanendeler makama hazırlatılır ve faslın sonunda mutlaka sazendeler tarafından, saz semaisi, longa veya sirto gibi bir saz eseri icra edilerek fasıl son bulur.
Fasıllarda solo eser okunmaz.
Fasıllarda arada gazel okumak ise adettendir.
Geleneksek fasıl icralarında, şöyle bir silsile ve sıra takip edilmekteydi:
Önce bir saz ile baş taksimi yapılır, sonra Peşreve geçilir, besteler ve kâr tarzı eserlerle devam edilir, ağır semai ve akabinde yürük semailere geçilir, saz semaisi ve arzu edilirse de oyun havasıyla fasıl bitirilirdi.
Evet işte sizlerle kısaca ‘’Fasıl’’ konusunda bir sohbet yapmak istedim.
Şimdi sizlere, benim çok sevdiğim ve her dinlediğimde büyük keyif aldığım, döneminin en ünlü hanende ve sazendelerinden oluşan bir Fasıl Heyeti muhteşem bir Faslı gösterisi paylaşmak istiyorum.
Sonsuzluğa emanet ettiğimiz değerli sanatçılarımızı, rahmetle, saygıyla, sevgiyle, özlemle anıyoruz.
Mevcudiyetleriyle bizleri onurlandırmaya devam eden sanatçılarımıza ise, en içten saygılarımızı, sevgilerimizi sunuyor, kendilerine engin sağlıklar diliyoruz…
Artık bu değerler de, bu keyifler de, bu sanatçılar da ve maalesef bu dinleyiciler de kalmamıştır.
Pek çok değerimizi, kültür mirasımızı yitirdiğimiz gibi, Türk Müziği kültürünü de, Fasıl geleneğimizi de, yozlaştırdık, deforme ettik, külliyen arabeskleştirdik…
Şimdi elimizde kültür hazinesi ve mirası olarak çok az sayıda kalan, bu nadide ve değerli kayıtlardan mükemmel bir örneği, keyifle, zevkle, nostaljik duygularla ve özlemle izleyelim…
Kara bulutların, en az tahribat yaparak, bir an önce kalkmasını dileyerek; Karcığar makamında, çok güzel bir Sadeddin Kaynak bestesi paylaşıyorum.
Güftekârı, Ramazan Gökalp Arkın.
‘’Kara Bulutları Kaldır Aradan…’’.
Fasıl heyetinde kimler yok ki: Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Perihan Altındağ, Hamiyet Yüceses, İnci Çayırlı, Mualla Gökçay, Semahat Özdenses, darbukanın virtüözü Güngör Hoşses, Recep Birgit ve birbirinden değerli hanende ve sazendeler eşliğinde, muhteşem bir Fasıl.
Keyifli izleme ve dinlemeler…