Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası: Taşa Nakşedilmiş Bir Medeniyet Rüyası

Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası:

Taşa Nakşedilmiş Bir Medeniyet Rüyası

Divriği’de bir taş ustasının hayaline kulak verirseniz, kâinatı dinliyormuş gibi hissedersiniz…

Bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu benzersiz külliye, yalnızca taş değil; ruh, hikmet, bilim ve hayal işlemektir.

Tarihî Arka Plan: Bir Beyliğin Mirası

Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, cami, şifahane ve türbeden oluşan bir yapı kompleksi, yani bir külliyedir.

1228 yılında temelleri atılan bu yapı, 1243 yılında tamamlanmıştır. Bu tarihsel şaheser, Mengücek Beyliği döneminde, Selçuklu etkisiyle ancak özgün bir kimlikle vücut bulmuştur.

Mengücek Beyliği (1080–1252)

1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından, Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın komutanlarından Mengücek Gazi (yaklaşık 1038–1118) tarafından Erzincan-Divriği merkezli olarak kurulmuştur.

Yaklaşık 170 yıl hüküm süren bu beylik, mimarî ve bilimsel alanda Anadolu’ya eşsiz izler bırakmıştır. Sonunda Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat tarafından ilhak edilmiş, ardından Moğol istilasıyla tarih sahnesinden silinmiştir.

Kimler Yaptırdı?

Ulu Cami, Mengücek Hükümdarı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah tarafından yaptırılmıştır.

Darüşşifa (Şifahane) ise onun eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılmıştır.

Bu nadide yapılar, yalnızca güç ve zenginlik göstergesi değil; aynı zamanda inanç, bilgi ve iyiliğin birer sembolüdür.

Mimari Harika: Hürrem Şah’ın Dâhiyane Dokunuşu

Yapının baş mimarı Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah, Anadolu’nun en önemli ve özgün mimarlarından biri olarak kabul edilir.

Motifler ve Ahenk

Ulu Cami’nin taş süslemeleri, ilk bakışta simetrik görünse de aslında asimetrik olarak inşa edilmiştir.

On binlerce farklı motifin hiçbiri birebir tekrar edilmez. 

Bu durum, kâinattaki çeşitlilik ve dengeyi temsil eder; sanki her taş, evrenin bir parçasıdır.

Bu yüzden de yapı, taşa işlenmiş bir “kozmik birlik” manifestosu gibidir.

Darüşşifa: Bilim ve Şefkatin Yuvası

Darüşşifa, sadece hastaların tedavi edildiği bir mekân değil; tıp, astronomi, eczacılık gibi bilimlerin de öğretildiği bir ilim merkezidir.

Aynı zamanda müzikle ve su sesiyle yapılan tedavi yöntemlerinin uygulandığı, yani hem bedene hem de ruha şifa sunan bir merkez olmuştur.

Taşın Gölgesinde Namaz: Divriği’nin Sessiz Mucizesi, Kadın ve Erkek Siluetleri:

Taşa Yansıyan Kutsallık
Divriği Ulu Cami’nin kuzey kapısına, önce sabahın ilk ışıkları ve sonra da ikindi güneşi vurduğunda, taş kabartmaların arasında ayakta namaza durmuş iki farklı insan silueti gölgeyle belirmektedir.
Bu siluetler, taş işçiliğinin yalnızca bir süsleme değil, ışık ve gölgeyle konuşan bir sanat olduğunu ve Ulu Cami’nin de, çok özel ve kutsallığa dönüşmüş bir yapı olduğunu adeta tüm dünyaya hatırlatır.

Evrensel Değer: UNESCO Mirası

Bu eşsiz külliye, 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.

Sebebi yalnızca taş işçiliğindeki zarafet ya da mimarî özgünlük değil; aynı zamanda insanlık tarihindeki çok kültürlü, çok boyutlu bir anlayışın somutlaşmış örneği olmasıdır.

Kapanış Notu: Bir Rüyanın İzinde…

Bugün Divriği’ye yolunuz düşerse; Ulu Cami’nin görkemli kapısı önünde bir süre sessizce durun…

Ve kendinize şunu sorun:

“Bu taşları elleriyle işleyen insanlar ne hissediyordu?”

Belki de cevabı, bir geometrik desenin içinden yankılanarak gelir size:

“Birlik, sabır, inanç ve sonsuzluk…”.

Yalçın Alganer

 


Yalçın Alganer sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Yorum Yazın

Best Choice for Creatives
This Pop-up Is Included in the Theme