Amerikan Merkez Bankası – Federal Rezerv Sistemi
(Federal Reserve System – FED)
Birinci Bölüm:
FED’in Güncel Durumu, Yönetimi, Ülkesel ve Küresel Etki Alanı
Konumuz, Amerikan Merkez Bankası olarak nitelenen ve bilinen, resmî adıyla ise, ABD Federal Rezerv Sistemi (Federal Reserve System) (kısaltılmış olarak Federal Rezerv, veya sadece FED)…
Önce genel anlamda FED’i ele alacağız; ama sonra da biraz gerilere gidip, oluşumuna ve kuruluşuna, görünen ve görünmeyen stratejilerine, amaçlarına ve yöntemlerine, uygulamalarına da kısaca değineceğiz.
Bu sohbet yazımız, aslında epeyce geniş olarak araştırdığımız ve akademik bir makale olarak yayımladığımız bir çalışmanın, güncellenmiş ve sadeleştirilmiş bir özeti mahiyetindedir.
Evet şimdi, FED’i kısaca ama çok yönlü olarak tanıtalım ve tanıyalım…
Federal Rezerv Sistemi, Amerika Birleşik Devletleri’nin Merkez Bankası statüsündedir.
ABD ekonomisinin etkili işleyişini ve daha genel olarak kamu çıkarlarını özendirmek ve fiyat istikrarını sağlamak için, her Merkez Bankası gibi, geleneksel işlevlerini yerine getirir, uygulamalar yapar.
ABD ekonomisinde maksimum istihdamı, fiyat istikrarını sağlamaya çalışır ve bu amaçla da hem makul, hem ılımlı ve hem de mümkün olabildiğince uzun vadeli faiz oranlarını özendirmek amacı ve marifetiyle, ülkenin para politikasını yürütür.
Bu amaca yönelik olarak da, finansal sistemin istikrarını dengelemeye, istikrarı özendirici yönde ekonomiyi denetlemeye ve elindeki araçlarla (para politikası araçları) mali ve ekonomik düzeni yönlendirmeye çalışır…
Bunun yanında, ABD’de ve yurtdışında, aktif izleme ve hatta bizatihi katılım yoluyla, sistemik riskleri en aza indirmeyi ve kontrol altında tutmayı amaçlamaktadır…
Bu amaçla, bireysel finansal kuruluşların güvenliğini ve sağlamlığını özendirir ve tüm bu sistematik uygulamaların bir bütün olarak finansal algoritma üzerindeki etkilerini yakinen izler; duruma göre de yol haritasını ve uygulama politikalarını belirlerler.
Bankacılık sektörünün ve ABD hükümetinin, ABD doları cinsinden işlemleri ve ödemeleri kolaylaştıran hizmetler aracılığıyla, ödeme sistemi güvenliğini ve verimliliğini arttırmaya çalışır.
Bu fonksiyonlarının yanında, tüketici odaklı denetim ve incelemeler, ortaya çıkan tüketici sorunlarını ve eğilimlerinin araştırılmasını ve analizlerini yapar ve toplumsal ekonomik kalkınma faaliyetlerini, tüketici yasa ve düzenlemelerinin yönetimi yoluyla tüketicinin korunmasını ve toplumsal kalkınmayı özendirir ve yönlendirir…
Görüleceği üzere, FED’in bayağı geniş, ciddi, güçlü ve etkili bir görev alanı ve bunun yanında da yaptırım gücü vardır…
Tüm bu görevleri, bizatihi kendileri deklare etmektedirler…
Şimdi gelelim bünyesini daha yakından ama genel hatlarıyla incelemeye…
FED’in güncel olarak (Mayıs 2024 tarihi itibariyle) Yönetim Kurulu (Board of Governors) başkanı, başkan yardımcıları ve üyeleri şunlardır:
1. Jerome Hayden (Jay) Powell – FED Başkanı (Chair) :
2018 yılında Başkan Trump tarafından, Federal Rezerv’in 16. Başkanı (Chairman) olarak göreve başlayan Powel, ekonomi ve finans alanında deneyimli olup, öncesinde yatırım bankacılığı, hukuk ve halka açık kuruluşlarda yöneticilik yapmıştır. 2022 de bu sefer de Başkan Biden tarafından atanmış ve Senato da onaylamıştır. Görev süresi 12 Mayıs 2026 da sona erecektir.
2. Michael S. Barr – Başkan Yardımcısı (Vice Chair for Supervision)(2022’den beri)
3. Philip N. Jefferson – Başkan Yardımcısı (Vice Chair)(2022’den beri)
4. Michelle W. Bowman – FED Üyesi (2018 den beri)
5. Christopher J. Waller – FED Üyesi (2020 den beri)
6. Lisa D. Cook – FED Üyesi (2022 den beri)
7. Adriana D. Kugler – FED Üyesi (2023 den beri)…
İşte bu 7 kişi, ABD ekonomisinin önemli figürleri olarak, FED ‘in politika ve kararlarını yönlendirmektedir…
FED’in Guvernörler Kurulu’ndan (Board of Governors) başka, diğer bir etkili organı da, Federal Açık Piyasa Komitesi (Federal Open Market Committee – FOMC) dir. Bu komitenin görevleri, işlevleri ve üyeleri ise şunlardır:
FOMC, Federal Rezerv Sistemi’nin para politikasını oluşturma organıdır. Guvernörler Kurulu üyelerinden ve dönüşümlü olarak görev yapan on iki Merkez Bankası (Federal Reserve) başkanının beşinden oluşur. FOMC, maksimum istihdamı, fiyat istikrarını ve diğer para politikası parametrelerini özendirmek, düzenlemek bağlamında, federal fon oranlarının belirlenmesinden ve diğer para politikası önlemlerinin uygulanmasından sorumludur. 2024 yılı için FOMC üyeleri şunlardır:
Jerome H. Powell (Başkan – Yönetim Kurulu) – Philip N. Jefferson (Yönetim Kurulu) – Michael S. Barr (Yönetim Kurulu) – Lisa D. Cook (Yönetim Kurulu) – Christopher J. Waller (Yönetim Kurulu) – John C. Williams (Başkan, New York Federal Rezerv Bankası) – Lorie K. Logan (Başkan, Dallas Federal Rezerv Bankası) – Neel Kashkari (Başkan, Minneapolis Federal Rezerv Bankası) – Susan M. Collins (Başkan, Boston Federal Rezerv Bankası) – Austan D. Goolsbee (Başkan, Chicago Federal Rezerv Bankası)…
Federal Rezerv Bankaları arasında daimî üyeler, New York Federal Rezerv Bankası’nın başkanı ve dört diğer Federal Rezerv Bankası başkanıdır. Diğer Federal Rezerv Bankası başkanları, sırayla bir yıl süreyle FOMC toplantılarına katılırlar.
ABD Federal Rezerv Sistemi’nin danışma kurulları veya Advisory Councils olarak bilinen üç farklı konseyi bulunmaktadır. Bunlar:
1.Topluluk Mevduat Kuruluşları Danışma Konseyi (Community Depository Institutions Advisory Council – CDIAC)
2.Federal Danışma Konseyi (Federal Advisory Council – FAC)
3.Topluluk Danışma Konseyi (Community Advisory Council – CAC)
Her bir Konseyin üyeleri ve görevleri şu şekildedir:
Topluluk Mevduat Kuruluşları Danışma Konseyi (Community Depository Institutions Advisory Council – CDIAC), ABD’nin çeşitli bölgelerinden küçük ve orta ölçekli bankaların temsilcilerinden oluşur ve FED’in politika yapıcılarına, bu bankaların ihtiyaçları hakkında açıklamalarda, değerlendirmelerde ve önerilerde bulunur.
Federal Danışma Konseyi (Federal Advisory Council – FAC), 12 bölgedeki Federal Rezerv Bankaları tarafından seçilen 12 büyük bankanın CEO’larından oluşur. Bu konsey, FED’e büyük bankaların görüşlerini ve düşüncelerini, önerilerini ileterek, bir anlamda FED’e danışmanlık yapar.
Topluluk Danışma Konseyi (Community Advisory Council – CAC), tüketici gruplarının ve kâr amacı gütmeyen organizasyonların temsilcilerinden oluşur. Bu konsey, toplumun çeşitli kesimlerinin ihtiyaçlarına, değerlendirmelerine, önerilerine odaklanarak FED’e tavsiyelerde bulunur.
Konsey üyeleri, farklı sektörlerden ve bölgelerden seçilmektedirler.
Bu konseyler, FED karar mercilerine çeşitli perspektifler sunarak, etkili politika oluşturma sürecine katkıda bulunurlar.
ABD Federal Rezerv Sistemi’nde, Tasarruf Kurumları Danışma Konseyi (Thrift Institutions Advisory Council – TIAC) ve Model Onay Konseyi (Model Validation Council – MVC) gibi başkaca yardımcı kurullar da bulunmaktadır.
TIAC, Federal Rezerv Bankaları tarafından seçilen tasarruf ve kredi birliklerinin temsilcilerinden oluşur. Bu konsey, tasarruf ve kredi birliklerinin görüş ve önerilerini ileterek, politika yapıcılarına danışmanlık yapar. (Ancak, 2011’den bu yana TIAC toplanmamaktadır ve resmi olarak sonlandırılmıştır).
Model Onay Konseyi (Model Validation Council – MVC);
FED in, iç denetim bölümü tarafından oluşturulmuş bir konseydir. MVC, Federal Rezerv ‘in modellerini doğrulama ve onaylama sürecinde görev alır. Bu konsey, model riski yönetimi ve model doğrulama süreçlerinde uzmanlaşmış kişilerden oluşur ve Federal Rezerv ‘in modelleme süreçlerini gözden geçirir ve denetler.
Bu konuda son bir açıklayıcı ekonomi bilgisi olarak, FED’ in Para Politikası Araçları üzerinde durmak isteriz.
Aslında bu özet temel para politikası uygulama araçları, sadece FED’in değil, tüm Merkez Bankaları’nın uygulamakta oldukları, iktisat politikasının, alt kırılımı olan, Para Politikası kavramının uygulama araçlarıdır…
Teorik olarak da, pratik olarak da biliyoruz ki, merkez bankaları, ekonomide fiyat istikrarını, tam istihdamı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamak için, çeşitli para politikası araçları kullanırlar.
İşte şimdi bu araçlara da kısaca, fazlaca teoriye kaçmadan değinmek isteriz Şöyle ki:
1. Faiz Oranları:
Kısa Vadeli Faiz Oranları; Politika Faizi: Merkez bankalarının, bankalara borç verirken uyguladıkları faiz oranıdır. Bu oran, piyasa faiz oranlarını etkiler ve ekonomik aktiviteyi düzenlemek için kullanılmaktadır.
Uzun Vadeli Faiz Oranları: Merkez bankaları, uzun vadeli faiz oranlarını hedef alarak, tahvil alım ve satım işlemleri yapabilir ve bu aksiyonlar, borçlanma maliyetlerini ve de yatırım kararlarını etkileyebilmektedir.
2. Açık Piyasa İşlemleri (APİ)
Merkez bankalarının devlet tahvilleri gibi menkul kıymetleri alıp satarak bankacılık sistemindeki para arzını kontrol ettiği işlemlerdir.
Örneğin, para arzını artırmak ve faiz oranlarını düşürmek amacıyla, menkul kıymet satın alarak bankalara nakit fonlar sağlayabilmektedir.
Ya da, para arzını azaltmak ve faiz oranlarını artırmak için de, bu aracı bu sefer de menkul kıymet satarak piyasadan nakit çekerek kullanabilmektedir.
3. Zorunlu Karşılık Oranları
Bankaların mevduatlarının belirli bir yüzdesini merkez bankasında tutma zorunluluğudur.
Bankaların kredi verme kapasitesi üzerinde artış ve azalma sağlatarak, para arzını kontrol edebilir.
4. Merkez Bankası Kredileri (İskonto Oranları)
Merkez bankalarının, ticari bankalara kısa vadeli likidite sağlamak için uyguladıkları faiz oranlarıdır.
5. Döviz Kuru Politikası
Merkez bankalarının döviz piyasasında, döviz alım ve satımları yaparak, döviz kurlarını stabilize etmek ve ulusal para biriminin değerini korumak için kullandığı bir araçtır.
6. Genişleyici ve Daraltıcı Para Politikaları
Özellikle, ekonomik durgunluk dönemlerinde, para arzını artırarak ekonomik aktiviteyi hareketlendirmek amacıyla faiz oranlarının düşürülmesi ve açık piyasa alım işlemlerine baş vurulması “Genişletici”; enflasyonu kontrol altına almak için para arzını azaltma amacıyla faiz oranlarının artırılması ve bu yönde açık piyasa satım işlemleri ise “Daraltıcı” Para Politikası araçlarıdır.
7. İletişim Politikası
Merkez bankalarının, gelecekteki para politikası kararları hakkında piyasalara bilgi vermesi ve beklentileri bir anlamda yönetmesi, hatta yönlendirmesidir. Bu yöntem ile, Merkez Bankaları, piyasa oyuncularının gelecekteki ekonomik koşullara göre hareket etmelerini sağlamaya çalışır.
8. Varlık Alım Programları
Merkez bankalarının geniş çaplı devlet tahvilleri ve diğer menkul kıymetleri satın alarak ekonomiye doğrudan likidite sağlamasına yönelik uygulamalardır. Bu yöntem, genelde şayet faiz oranları çok düşükse, ekonomik canlanmayı sağlamak için kullanılır.
Merkez Bankalarının bu para politikası araçlarını kullanarak, ekonomiyi etkilemesi, mevcut ekonomik koşullara ve belirlenen hedeflere bağlı olarak değişiklikler göstermektedir.
Ama eldeki barut da bu kadardır; yani diğer bir ifadeyle, para politikası araçları da bunlardan ibarettir…
Federal Rezerv Bankaları (Federal Reserve Banks):
ABD’nin 12 bölgesinde bulunan Federal Rezerv Bankaları, Federal Rezerv Sistemi’nin bölgesel ayağını oluşturur.
Her bir banka, kendi bölgesindeki bankacılık faaliyetlerini denetler, para politikasını uygular, bankalara kredi sağlar ve para birimi dağıtımını yönetir.
Federal Rezerv Bankaları’nın başkanları da FOMC’nin daimî olmayan üyelerindendir.
12 adet Federal Rezerv Bankası şunlardır:
Boston, New York, Philadelphia, Cleveland, Richmond, Atlanta, Chicago, St. Louis, Minneapolis, Kansas City, Dallas ve San Francisco Federal Rezerv Bankaları…
Yukarıda da sözünü etmiş olduğumuz üzere, Üye Ticaret Bankaları (Member Commercial Banks) da, ABD Federal Rezerv Sistemi’nin önemli ve etkili unsurlarındandır.
Bu bankalar, Federal Rezerv Sistemi’nin yerel ve bölgesel bankacılık faaliyetlerini yürüten temel kuruluşlarıdır.
FED bu üye ticaret bankalarıyla birlikte çalışır ve bu ticari bankalara, finansal hizmet ve likidite imkanları sağlar. Böylece, Üye Ticaret Bankaları da, Federal Rezerv Bankaları aracılığıyla para politikasının uygulanmasında önemli roller almaktadırlar.
Örneğin, faiz oranlarındaki değişiklikler, üye bankaların kredi verme ve borç alma politikalarını etkileyebilir.
Üye Ticaret Bankaları, Federal Rezerv Sistemi tarafından denetlenir ve düzenlenir; bundan da amaç, bankaların sağlıklı ve güvenli bir şekilde faaliyet göstermelerini sağlamaktır.
Bir bankanın Federal Rezerv Sistemi’ne üye olabilmesi için belirli gereklilikleri karşılaması gerekir. Bu gereklilikler arasında belirli sermaye düzeylerini koruma, denetimlere izin verme ve diğer düzenleyici standartları karşılama gibi unsurlar yer almaktadır.
Üye ticaret bankaları, Federal Rezerv Sistemi’nin yerel bankacılık faaliyetlerini desteklerken, aynı zamanda sistemin para politikasının uygulanmasında da önemli bir rol oynamaktadırlar.
Bu bankalar, ABD ekonomisinin sağlıklı bir şekilde işlemesi bağlamında önemli bir rol oynamaktadırlar.
Federal Rezerv Sistemi’nin kurucu bankaları ve/veya hissedarları, ABD’deki dönemin en güçlü finans kurumlarıydı.
1913 yılında Federal Rezerv Kanunu’nun kabul edilmesiyle birlikte bu bankalar FED’in yani Federal Rezerv Sistemi’nin temelini oluşturmuşlardır.
Her bir bölgenin Federal Rezerv Bankası, bölgedeki söz konusu büyük bankaların sahipleri tarafından seçilmiş ve yönetilmişlerdir…
1913 yılında Federal Rezerv Sistemi kurulduğunda, 12 Federal Rezerv Bankası bölgesi için toplam 30 banka temsilcisi olarak görev yapmışlardır.
Bu bankaların hisse oranlarının, o dönemde sahip oldukları toplam mevduat miktarlarına göre belirlendiği kaynaklarda yer almaktadır.
Ancak, bu konularda yaptığım araştırmalarda izleyip de anladığım ve hatta ikna olduğum üzere, FED’in kuruluş aşamasında yaşanan olaylar, hisse ve yönetim kadrolarının seçimi konuları epeyce karmaşık ve hatta son derece de dışa kapalı bir konu olduğunu ifade edebilirim.
FED ‘in hisse oranlarının zaman içinde değiştiği gözlenmiş ve güncel hissedarlar listesi ise hiçbir zaman kamuya açık olmamıştır…
Bu konulardaki çarpıcı gelişmelere, şaşırtıcı bulgulara ve tarihsel kronolojik olaylara, araştırma yazımızın ikinci bölümünde genişçe yer vereceğiz…
Şimdilik bu kadar…
Sağlıcakla, sevgiyle ve güzelliklerle kalın…