Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

“İzmir iktisat Kongresi Öncesi Finans Sektörünün Durumu” – Yabancı ve Yerli Bankalar-…

“1923 İzmir İktisat Kongresi Öncesi Finans Sektörünün Durumu”

– Yabancı ve Yerli Bankalar-

(İkinci Bölüm)

Osmanlı’nın finans sektörünün içinde en önemli yeri tutan faktörlerden birisi de, “Galata Bankerleri” olarak anılan kişilerdir.

Bu zevat, İstanbul’un Galata semtinde, Karaköy Meydanında bulunan tarihi bir yapı olan ve İstanbul’un ilk borsa binalarından biri olarak hizmet vermiş olan, “Komisyon Han” (Borsa han ve Konsolide Han olarak da bilinir) da ve yine aynı meydanda bulunan ve 19. Yüzyılda havyar ticaretinin merkezi olarak bilinen tarihi bir yapı olan “Havyar Han” da, (bu yapı da İstanbul’un ilk borsa binalarındandır, fakat maalesef 1950 lerde yıkılmıştır, günümüzde fiziksel olarak mevcut değildir) faiz karşılığında finansman sağlamakta olan azınlık mensuplarıydı.

Bu Galata Bankerleri, ekonomik yaşamı canlandırmak amacıyla adeta teşvik edilmekte ve bazı özel imtiyazlara sahip olmaktaydılar. Hatta, bazı dönemlerde, vergi toplama, hazine açıklarını kapatma, madeni para basma, vb. konularda dönem hükümetlerine yardımcı olmaktaydılar.

Bu Galata Bankerlerinin en önemlilerinden biri de Fransız uyruklu Jacques Alléon idi.

Bu zat, kardeşi Jean Alléon ile, 1822 de İstanbul’da, Marsilya tescilli, “Alléon Bankası” nı bile kurmuştur.

Alléon kardeşler, Osmanlı ile anlaşarak, devlete ilk borç veren bankerlerden biri olmuş, kredi operasyonlarıyla ithalatı rahatlatmış ve böylece de Padişah Abdülmecid’in güvenini kazanmıştır.

Gelelim diğer önemli Galata Bankerine… yani Manolaki (Theodor) Baltazzi’ye.

Bu zatın ailesi Venedik’ten İzmir’e göç etmiş ve sonra da İstanbul’da Galata’da bankerliğe başlamış, akabinde de Osmanlı’da önemli bir finansal güç haline gelmiştir.

Görüleceği üzere, Osmanlı Devleti, galata bankerlerinin adeta oyuncağı olmuştur.

Tabii ki, bu ön planda gözüken ve etkin rol oynayan bankerlerin arkasında, onlara maddi ve manevi destek veren, strateji, yol gösteren, Fransa ve İngiltere bulunmaktaydı…

Bu bankerler, özellikle iç borçlanma konularında çok etkili olmuşlardır ve çok da kritik bir rol üstlenmişlerdir.

İşte bu iki galata bankeri, daha sonraları, 1847 de, kambiyo kurunu sabit tutmak amacıyla, “Bank-ı Dersaadet – İstanbul Bankası” nı kurmuştur.

İşte, Osmanlı İmparatorluğu döneminde açılan ilk banka, 1844 de yapılan özel bir anlaşmayla, Galata bankerleri, Jacques Alléon ve Manolaki (Theodor) Baltazzi’ye verilen imtiyazların devamı mahiyetinde, 1847 de kurulan, “Bank-ı Dersaadet” (Banque Constantinople) (İstanbul Bankası) olmuştur…

Bu banka 1852 de büyük bir borçla iflas eder, tabii ki tüm malî yükü Osmanlı’ya kalıvermiştir…

1856-1875 döneminde, Osmanlı’ya kredi bulmak ve borç vermek üzere, yabancı sermayeli 11 banka kurulmuştur.

Bunların en önemlisi de, 1856 da İngiltere Kralı fermanıyla kurulan, Londra merkezli, “Bank-ı Osmanî” (Ottoman Bank) dır.

Bu banka, 1863 de, devlet bankası statüsüyle kurulan, “Bank-ı Osmanî-i Şahane” ye katılmıştır.

Sonrası ise malumdur ve pek hazin ve pek de uzundur…

Banka, devletten alacaklı olan Galata Bankerleriyle birleşmiş, tütün, tuz inhisarlarının (tekellerinin), pul (damga vergisi) ve müskirat (alkollü içki), saydiye rüsumu (balık avı vergisi) ve ipek öşürünün (onda bir) tahsil edilmesi amacıyla, tüm yetki, büyük çoğunluğu (5.714 görevlinin sadece 130 kişisi Türk’tü) yabancılardan oluşan “Rüsum-u Sitte İdaresi” (Altı Vergi İdaresi) ne verilmişti.

1881 de ise, Muharrem kararnamesi ile, “Düyun-u Umumiye İdaresi” (Genel Borçlar İdaresi) kurulmuş ve tüm yetkiler ve gelirler bu kuruma bırakılmıştır…

Evet, batan geminin mallarına hücum misali, Avrupa’nın büyük bankaları, Osmanlı’da şubeler açarak ve bizatihi yabancı sermayeli bankalar kurarak, kendi ülkeleri lehine, Osmanlı’dan menfaat sağlamaya çalışmışlardır.

Örneğin bunlardan en uzun ömürlü olanı, “Selanik Bankası” (1888) (Banque de Salonique) dır.

Diğerleri ise, “Midilli Bankası” (Bank of Mytilene), “Türkiye Milli Bankası” (İngiliz sermayeli), “İtibarı Malî Osmanlı Şirketi” (Fransız sermayeli), “Türkiye Ticaret ve Sanayi Bankası” (Fransız sermayeli), “Osmanlı Ticaret Bankası” (Osmanlı Ermenilerinin kurduğu), “Şirketi Ticariyye, Sınaiyye ve Maliyye” (karma sermayeli), v.d. bazı bankalardır…

Osmanlı döneminde, 38 yabancı banka faaliyet göstermiştir.

Bunlardan 13 tanesi, Cumhuriyet dönemine intikal etmiştir…

Bu bankalar:

Osmanlı Bankası, Selanik Bankası (1888-2001) (Karamehmet Grubunca satın alınmış, önce Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası, sonra da İnterbank AŞ olmuştu), Credit Lyonnais, Deutsche Orient Bank (1906), Deutsche Bank (1909), Banca di Roma (1911), Banco Commerciale Italiana (1919), Bank Marmaros Blank ve Şürekası (1919 -1929), Hollantse Bank Uni. N.V. (ABN Armo Bank) (1921), American Express Comp. Inc., Banque Française Des Pays Orient (Memaliki Şarkiye Fransız Bankası) (1922-1933), Commercial Bank of the Near East (Şark- ı Karip Ticaret Bankası) (1922-1956), Ionian Bank Ltd.

Osmanlı Bankası A.Ş. adlı yeni bir banka, 1992 de kurulmuştur ve bu banka 1996 da Doğuş Grubunca satın alınmış, 2002 de ise Türkiye Garanti Bankası ile birleşmiştir.

2022 de İspanyol BBVA (Banco Bilbao Vizcaya Argentaria), bankanın yüzde 86 hisselerini alarak, bankanın ana ortağı olmuştur.

Yerli bankalar konusunda ise, durum daha önce de söz ettiğimiz üzere, son derece cılız ve güçsüz idi…

“Bank-ı Dersaadet” (Banque Constantinople) (İstanbul Bankası),  yukarıda da söz ettiğimiz üzere, 1847 yılında Jacques Alléon ve Manolaki Baltazzi adlı Galata bankerleri tarafından, İngiliz ve Fransız bankaları desteğiyle kurulmuştur.

Osmanlı Devleti’nde kurulan ilk banka olup, 1852 de iflas ederek kapanmıştır.

“Osmanlı Bankası”, Daha önce de söz ettiğimiz üzere, 1856 yılında İngiliz sermayesiyle kurulmuş olup, modern anlamdaki ilk ticaret ve mevduat bankası olma özelliğini taşımaktadır.

Ziraat Bankası’nın çekirdeğini oluşturan, “Memleket Sandıkları”, 1863’te kurulan ilk ulusal sermayeli banka olup, tarım sektörüne destek, çiftçilere uygun koşullarla kredi sağlayabilmek amacıyla Midhat Paşa (1822-1884) tarafından kurulmuştur.

1883 yılında ise, çiftçilere kredi vererek tarımsal üretimi geliştirmek ve böylece ekonomik destek sağlamak amacıyla “Menafi Sandıkları” kurulmuştur.

“Ziraat Bankası”, 1888’de ilk devlet bankası olarak kurulmuştur ve Memleket Sandıkları ve 250 adet Menafi Sandığı da dahil olmak üzere hepsi Ziraat Bankası’na devredilmişlerdir.

“İstanbul Bankası” 1911 yılında, milli iktisat politikalarını desteklemek ve milli bankacılığı geliştirmek ve amacıyla kurulan yerli sermayeli bir bankadır.

Emlak ve İkrazat Bankası Osmanlı A.Ş., 1914 yılında faaliyete geçmiş bir diğer yerli bankadır. Emlak ipoteği karşılığı kredi vererek girişimcileri desteklemek, tarımsal projelere finans sağlamak amacıyla kurulmuştur.

Bu bankalar, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yerli sermaye ile kurulan ilk bankaları arasında yer almaktadır.

Ayrıca, bu bankaların yanında bazı yerel bankalar bulunmaktaydı. Bu bankalar sınırlı bir coğrafi alanda, küçük bölgesel hizmetler vermekteydi ve daha çok yöresel ihtiyaçları karşılamaktaydı.

Örneğin, “Akşehir İktisadi Osmanî Bankası”, bilinen diğer adıyla “Akşehir Bankası”, 1909 yılında Konya’nın Akşehir ilçesinde kurulmuş olan yerel bir bankadır.

Banka, Kurrazade Hacı Bekir, Kurrazade Hacı Mehmet ve Akağazade Abdullah Bey tarafından 1909 yılında kurulmuştur. 1966 yılında ise kapanmıştır.

İşte İzmir İktisat Kongresi’ne gelindiği tarihte, yani 17 Şubat 1923 de memleketin ahvali bu durumda idi…

1923’ten sonra ise, Türkiye İktisat Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda ulusal bankacılığın geliştirilmesi hedeflenmiş ve bu yönde adımlar atılmıştır…

Sonraki dönemlerdeki gelişmeler de, başka bir araştırma ve sohbet blog yazımızın konusu olacaktır…

Sağlıcakla, sevgiyle ve hoşça kalın…


Yalçın Alganer sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Yorum Yazın

Best Choice for Creatives
This Pop-up Is Included in the Theme